Aylardır Tekirdağ, bir GDO skandalını konuşuyor. Konu zaten çoktan yargıya taşındı ve öncelikle belirtmek isterim ki, kimin art niyetli olarak görevini kötüye kullanması, halkın sağlığı ile bile isteye oynaması gibi bir durum varsa, sonuna kadar ceza alması tarafındayım. Ancak gördüğüm ve izlediğim kadarıyla, bu işte “iş üzüm yemeyi geçmiş, bağcıyı dövmek” boyutunda; kısacası şahsi ve siyasi hedef uğruna kurunun yanına yaşı da çekilmeye çalışılıyor.
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’a gelerek burada bazı kimseler ile görüşen ve X platformunda yazılar yazarak algı yapmak isteyen gazeteci Osman Diyadin, neyi hedefliyor acaba? Zaten yargıda olan bir olayı gündemde tutarak, acaba Tekirdağ’dan birilerinin siyasi çıkarlarına mı hizmet ediyor?
Bu işin arkasında siyaset hesapları mı dönüyor?
Sadece şunun altını çizmek istiyorum: Madem hukukun üstünlüğüne inanıyoruz, belki bu dava incelemesi sonucunda 3, 5 tane firma masum çıkacak, ama bu yapılan yargısız infaz ile belki ticari hayatları bitecek.
Lütfen masumiyet karinesini unutmayalım ; ister gerçek kişi olsun , ister tüzel kişi olsun, aksi ispatlanmadıkça herkes masumdur. Ayrıca belirtmek isterim ki, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi bile yargımızda mevcuttur.
Bunlar adalet sisteminin aygıtları. Dinimize göre ise, “gözünle görsen, şahit getir” diyor. Ama maalesef biz seviyoruz yargı dağıtmayı, üstten konuşmayı; bende yok, onda nasıl oldu, kesin haram yemiştir” yaftasını vurmaya… Zaten konu yargıda,kaçışı yok; suçu olan ceza alacak, olmayan beraat edecek. Neden çamur at, izi kalsın hedefleniyor? “Şüyuu vukuundan beter.” Hedeflemeyin lütfen!